Kozlu Masaj Salonu Hizmeti Masöz Derya

Kozlu Masaj Salonu

Kozlu Masaj Salonu

Sezgilerim işim için. İşe ihtiyacım var. Lütfen.

Brian: Sen doğuştan oyuncusun ama hırsızlık

bir zorunluluk. Sana ihtiyacım olduğuna beni

ikna et. Tamam. Devam et. Birazcık daha oyna.

Tişört yok.

Lulu: Hayır…

Brian: Şu şey olmadan… Ne o? Bluz olmadan

devam et.

Lulu bluzunu çıkanr.

Lulu: bigün insanlar tüm bu tarz şeylerin ne için

bulunduğunu anlayacak. Tüm bu acının. Başka sır

kalmayacak. Fakat o zamana kadar yaşamak

zorundayız. Çalışmak zorundayız.

Yapabileceğimiz tek şey bu. Yarın kendi

başıma gidiyorum…

Kozlu Masaj Salonu

Brian: Tanrım.

Lulu: Üzgünüm. Durayım mı?

Brian: Devam et. Lütfen.

Lulu: Yarın kendi başıma gideceğim. Bir

okulda öğretmenlik yapacağım ve yaşamımı

bana gereksinim duyan insanlara adayacağım. Sonrasında

kış gelecek ve her yerde kar olacak. Fakat ben

çalışıyor olacağım.

Hepsi bu.

Lulu bluzunu ve ceketini giyer.

Brian: (gözyaşını siler) harika. Mükemmel.

Bunu şimdi mi uydurdun?

Lulu: Hayır. Daha önce öğrenmiştim. Bir

kitabından.

Brian: harika. Sence satabilecek misin?

Lulu: Satabileceğimi biliyorum.

Brian: Oyuncusun diye mi?

Lulu: Onun da yardımı olur.

Brian: Kendinden çok eminsin.

Lulu: Öyleyim.

Brian: Peki, o zaman. Bir deneme yapacağız.

Seni test edeceğiz. Sana satacağın bir şey

vereceğim ve bunu başarıp başaramayacağına

bakacağız. Anlaşıldı mı?

Lulu: kesinlikle.

Lulu: Evet.

Brian: Sana güveniyorum, anlıyorsun değil

mi?

Lulu: Anlıyorum.

Brian: Bu önemli testi geçeceğine güvenim

var.

Lulu: Seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.

Brian valizine uzanır, onu açmaya başlar.

SAHNE 3

Daire.

Robbie oturuyor. Üzerinde, Sektörün önde gelen burger zin‐

cirlerinden birinin üniforması var. Lulu onun karşısında,

ayakta.

Robbie: Tüm söylemiş olduğim: “peynirli mi olsun,

efendim? ” ve o öylece boş boş bana

bakıyordu. Gözlerimin içine dik dik bakıyordu.

Ve şu… Şu vehamet vardı gözlerinde.

Bir daha söyledim. “hamburgerinizde peynir

olsun mu efendim? ” Bu ona fazla geldi. Alt

dudağının titrediğini gördüm. Gözlerinin

dolduğunu.

Lulu: Bunu söyledin. Ve seni kovdular mı?

Robbie: Birinin söylemesi gerekiyordu. şayetsen orada olsaydın, sen de… Ona söylemem